67 - Mülk suresi 10. âyet meali

وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ
Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).
  
ve kâlû ve dediler
lev eğer, ise
kunnâ biz olduk, biz idik,
nesmeu işitiriz
ev veya
na'kılu akıl ederiz
mâ kunnâ biz olmadık
içinde, vardır
ashâbi halkı, ehli
es saîri alevli ateş (cehennem)
   
Abdulbaki Gölpınarlı Ve eğer derler, duysaydık, yahut akıl etseydik yakıp kavuran cehennem ehli olmazdık.
Abdullah Parlıyan Ve derler ki: “Şayet biz gelen elçilere kulak vermiş olsaydık ve aklımızı da kullansaydık şu çılgınca yanan cehennem azabı içinde olmazdık.”
Adem Uğur Ve: Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık! diye ilâve ederler.
Ahmed Hulusi Derler ki: "Eğer dinleseydik onları, aklımızı kullansaydık; alevli ateşte yanan halk içinde olmazdık!"
Ahmet Tekin 'Eğer peygamberlerin tebliğlerini anlama niyetiyle dinlemiş olsaydık veya davet edildiğimiz konularda akıllıca muhakeme yapabilseydik, körüklenen, alev püsküren, çıldırırcasına yanan cehennem ehlinden olmazdık' derler.
Ahmet Varol Ve derler ki: 'Eğer biz dinlemiş veya akıl etmiş olsaydık şu çılgın ateşin halkı arasında olmazdık.'
Ali Bulaç Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık."
Ali Fikri Yavuz Bir de şöyle derler: “- Biz işitir veya akıl eder olsaydık, şu azgın ateşe atılanlar arasında bulunmazdık.”
Ali Ünal Sonra, şöyle hayıflanırlar: “Eğer uyarı cının ikazlarına kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi Alevli Ateş’in yoldaşları içinde bulunmazdık.”
Bayraktar Bayraklı “Eğer söz dinleseydik, yahut aklımızı kullansaydık, şu çılgın ateş halkı arasında bulunmazdık” diyecekler.
Bekir Sadak «Eger kulak vermis veya akletmis olsaydik, cilgin alevli cehennemlikler icinde olmazdik» derler.
Celal Yıldırım Hem derler ki: «Eğer biz işitseydik ve aklımızı kullansaydık, alevi köpüren Cehennem'in yaranları arasında olmazdık.»
Cemal Külünkoğlu Yine şöyle derler: “Eğer dinlemiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateşin halkı arasında olmayacaktık.”
Diyanet İşleri (eski) 'Eğer kulak vermiş veya akletmiş olsaydık, çılgın alevli cehennemlikler içinde olmazdık' derler.
Diyanet Vakfi Ve: Şayet kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, (şimdi) şu alevli cehennemin mahkûmları arasında olmazdık! diye ilâve ederler.
Edip Yüksel “Dinleseydik veya aklımızı kullansaydık biz şu ateşin halkı içinde olmazdık“ dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Ve biz işidir veya akl eder olsaydık bu Seıyr eshabı içinde bulunmazdık, derler
Erhan Aktaş “Eğer dinlemiş veya düşünmüş olsaydık, şimdi alevli ateşin halkı içinde olmazdık.” dediler.
Gültekin Onan Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akletseydik, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık."
Hakkı Yılmaz Ve onlar derler ki: “Eğer biz dinlemiş olsaydık yahut akletmiş olsaydık şu çılgın ateşin ashâbı içinde olmazdık.”
Harun Yıldırım Yine derler ki: “Eğer biz dinlemiş olsaydık ya da akletmiş olsaydık, Saîr halkından olmayacaktık.”
Hasan Basri Çantay Ve (şunu) söylediler (söylerler): «Eğer bizi dinler, yahud aklımızı kullanır (insanlar) olsaydık şu çılgın cehennem yârânı içinde bulunmazdık.»
Hayrat Neşriyat Ve derler ki: 'Eğer (biz) işitir veya akıl eder olsaydık, bu alevli ateş ashâbı arasında bulunmazdık!'
İbni Kesir Eğer kulak vermiş veya akletmiş olsaydık, bu çılgın alevli ateş halkı arasında bulunmazdık, derler.
İskender Evrenosoğlu Ve: “Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.” dediler.
Kadri Çelik Ve derler ki: “Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin ehli arasında olmayacaktık.”
Mehmet Ali Eroğlu "Lakin dinleseydik veya akıl etseydik, kor ateşin halkı olmayacaktık" derler.
Mehmet Okuyan “(Elçileri) dinleseydik yani aklımızı kullansaydık şu alevli ateş halkı arasında olmazdık!” (diyecekler).
Muhammed Celal Şems Ayrıca diyecekler ki: “Eğer (dikkatle) dinleseydik veya akıl etseydik, (asla Cehennem) ateşine girenlerden olmazdık.”
Muhammed Esed Ve onlar, "Eğer biz" diye ekleyecekler, "(bu uyarıları) dinlemiş olsaydık veya (en azından) kendi aklımızı kullansaydık, (şimdi) yakıcı ateşe müstehak olanlar arasında bulunmazdık!"
Mustafa Çevik 5-11 Biz yeryüzüne en yakın olan gökyüzünü, kandil gibi parıldayan yıldızlarla donattık. Şeytanın oyuncağı olmuş bir kısım kimseler bu yıldızların konumundan, hareketlerinden, gayba dair haberler alıp vermek gibi boş ve anlamsız işlerle uğraşıp, Allah’ı layıkıyla tanımayan insanları da buna inandırıp oyalar, bundan da çıkar elde ederler. Biz bu şeytani tuzakları gönderdiğimiz âyetlerin ışığı ile yakıp yok ederiz. Buna rağmen peygamberler ve onlarla gönderdiğimiz kitaplardan yüz çevirip de şeytanın tuzağına düşüp oyuncağı olmaya razı olanları da cehennem azabına mahkûm ederiz, orası çok kötü bir varış yeridir. Onlar oraya, o tuzak kuranlarla birlikte atıldıklarında cehennemin neredeyse öfkeden çatlayacakmış gibi çıkardığı o korkunç sesini duyacaklar ve bölük bölük oraya atılırlarken, bir yandan da cehennem görevlileri onlara: “Sizi yaptıklarınızın yanlış olduğu ile uyaran ve cezasının böyle olacağını haber verip doğruya davet eden olmadı mı?” diyecekler. Onlar da: “Evet, aslında bize uyarıcı gelmişti fakat biz uyarıları umursamadık. Aklımızı doğru kullanıp da peygamberlerin ve kitapların bildirdiklerinin önemini kavrasaydık, şimdi bu kavurucu ateşe müstahak olmazdık.” diyerek suçlarını, şirk ve küfürlerini itiraf edecekler, merhamete, rahmete layık olmayan bu kimseler hak ettikleri azap ile cehennemde yaşayacaklar.
Mustafa İslamoğlu Ve "Eğer biz (vahyi) işitmiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şimdi kavurucu ateşe müstehak olanlar arasında bulunmazdık" diyecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen (10-11) Ve diyeceklerdir ki: «Eğer biz işitir olsa idik veya akilâne düşünse idik, biz bu çılgın cehennemin yârânı arasında bulunmuş olmaz idik.» İşte günahlarını itiraf etmiş olurlar. Artık o çılgın cehennem yârânı için (rahmet-i ilâhîyeden) bir uzaklık olsun.
Ömer Öngüt Ve derler ki: "Eğer biz kulak vermiş olsaydık veya düşünüp anlasaydık, şu çılgın alevli cehennemliklerin arasında bulunmazdık. "
Şaban Piriş Eğer dinlemiş veya akletmiş olsaydık bu ateş halkı içinde olmazdık, derler.
Sadık Türkmen Dediler ki: “Eğer dinleseydik veya aklımızı çalıştırsaydık çılgın ateşin halkı içinde olmazdık.”
Seyyid Kutub Eğer kulak vermiş veya akletmiş olsaydık, çılgın alevli cehennemlikler içinde olmazdık derler.
Suat Yıldırım Ve ilave edecekler: "Şayet biz gerçeği işiten ve aklını çalıştıran kimseler olsaydık, elbette bu alevli ateşe girenlerden olmazdık!"
Süleyman Ateş Ve dediler ki: "Eğer söz dinleseydik, yahut düşünseydik, şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!"
Süleymaniye Vakfı “Keşke söz dinleseydik ya da aklımızı kullansaydık, şimdi bu alevli ateşin ahalisi içinde olmazdık” derler.
Tefhim-ul Kuran Ve derler ki: «Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık.»
Ümit Şimşek 'Keşke dinleseydik,' derler. 'Keşke akıl edebilseydik! O zaman bu çılgın alevlerin arasında olmazdık.'
Yaşar Nuri Öztürk Ve derler ki: "Eğer söz dinleseydik yahut aklımızı çalıştırsaydık şu çılgın ateşin dostları arasında olmazdık."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.