34 - Sebe’ suresi 19. âyet meali

فَقَالُوا رَبَّنَا بَاعِدْ بَيْنَ أَسْفَارِنَا وَظَلَمُوا أَنفُسَهُمْ فَجَعَلْنَاهُمْ أَحَادِيثَ وَمَزَّقْنَاهُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ
Fe kâlû rabbenâ bâidbeyne esfârinâ ve zalemû enfusehum fe cealnâhum ehâdîse ve mezzaknâhum kulle mumezzak(mumezzakın), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin).
  
fe o zaman, böylece
kâlû dediler
rabbe-nâ Rabbimiz
bâid uzak kıl
beyne arasında
esfâri-nâ seferlerimiz
ve zalemû ve zulmettiler, haksızlık ettiler
enfuse-hum kendileri
fe o zaman, böylece
cealnâ-hum onları kıldık
ehâdîse efsane, nakledilen olaylar
ve mezzaknâ-hum ve onları parçaladık, dağıttık
kulle bütünüyle,hepsi, tamamen
mumezzakın parçalanmış olarak, parça parça
inne muhakkak
fî zâlike bunda
le mutlaka, elbette, muhakkak
âyâtin âyetler
li kulli hepsi için, herbiri için vardır
sabbârin sabredenler
şekûrin şükredenler
   
Abdulbaki Gölpınarlı Rabbimiz dediler, gidip geleceğimiz yerlerin aralarını uzaklaştır ve kendilerine zulmettiler, derken onları masala çevirdik, paramparça ettik onları; şüphe yok ki bunda, adamakıllı sabreden ve iyiden iyiye şükreden her kişiye deliller var elbet.
Abdullah Parlıyan Onlar ise, bu bereket, güven ve rahatlığı anlayamadılar da: “Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzdaki konakları, birbirinden uzaklaştır” dediler ve böylece kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, bu yüzden dillerde dolaşan, destanlara çevirdik ve darmadağın ettik. Kuşkusuz bunda, sıkıntılara göğüs geren ve Allah'a gönülden şükredenler için, alınacak dersler vardır.
Adem Uğur Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır, dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Ahmed Hulusi "Rabbimiz, sefer alanımızı uzat - yay" dediler ve nefslerine zulmettiler. . . Biz de onları anlatılan ibretlikler kıldık ve onları darmadağın ettik. . . Muhakkak ki bu olayda çok sabreden ve çok şükreden herkes için elbette işaretler vardır.
Ahmet Tekin Bunun üzerine onlar:'Ey Rabbimiz! Seyahatlerimizde, öğle vakti ve akşamleyin konakladığımız yerler arasındaki mesafeyi uzat' dediler. Kendilerine, birbirlerine yazık ettiler. Biz de onları ibret verici kıssalar haline getirdik. Onları darmadağın ettik. Bunda, çok sabrederek mücadeleye devam eden, çok şükreden herkes için ibretler, uyarılar vardır.
Ahmet Varol Ama onlar: 'Rabbimiz! Yolculuklarımızın mesafelerini uzaklaştır' dediler ve kendi kendilerine haksızlık ettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik ve kendilerini darmadağın ettik. Şüphesiz bunda çokça sabreden ve çokça şükreden herkes için ibretler vardır.
Ali Bulaç Onlar ise: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır)" dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.
Ali Fikri Yavuz Buna karşı onlar: “-Ey Rabbimiz! (çok kâr yapabilmemiz için bulunduğumuz bu şehirle, mal getirdiğimiz o bereketli şehir arasındaki mesafeyi), seferlerimizin arasını uzaklaştır.” dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları, (kendilerinden sonra gelenlerin dillerinde dolaşan) masallara çevirdik ; ve kendilerini (başka yerlere göç suretiyle) darma dağınık ettik. Şübhesiz ki bunda, çok şükreden her sabırlı için ibretler vardır.
Ali Ünal Ne var ki, (bu rahatlık ve güvenlik onları şımarttı ve Allah’a,) “Rabbimiz, seyahatlerimizde konaklama yerlerimiz arasındaki mesafeyi artır!” (dediler ve bu manâda işler yaptılar). Ve (işledikleri günahlarla) kendilerine zulmettiler. Neticede Biz onları (geçmişin ibret sahneleri olarak) nesilden nesile anlatılacak bir hikâye haline getirdik ve bölük bölük her tarafa dağıttık. Elbette bunda (Allah’a itaat ve günahlardan kaçınma konusunda ve bu yolda başlarına gelenlere karşı) çok sabırlı, (Allah’ın nimetlerine) çok şükreden kimseler için mesajlar, ibretler vardır.
Bayraktar Bayraklı Onlar, “Ey Rabbimiz! Bizim yolculuk mesafelerimizi uzat!” dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları dillerde dolaşır sözler haline getirdik. Onları tamamen darmadağın ettik. Şüphesiz bunlarda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için dersler vardır.
Bekir Sadak Ama onlar: «Rabbimiz! Yolculuklarimizin mesafesini uzak kil» deyip kendilerine yazik ettiler. Biz de onlari efsane yapiverdik, darmadagin ettik. Dogrusu bunlarda, pek sabreden ve cok sukreden kimseler icin dersler vardir.
Celal Yıldırım Onlar ise (bu bereket, güven ve rahatlığı anlayamadılar da) «Ey Rabbimiz! Yolculuğumuzun konaklarını (birbirinden) uzaklaştır» dediler ve böylece kendilerine haksızlık ettiler. Biz de onları bu yüzden dillerde dolaşan masallara çevirdik ve parçalayıp dağıttık. Şüphesiz ki bunda çokça şükredebilen her çok sabırlı kimse için öğütler ve ibretler vardır.
Cemal Külünkoğlu Fakat onlar (İsyankâr bir eda ile): “Ey Rabbimiz! (çok kâr edebilmemiz için bulunduğumuz şehirle, mal getirdiğimiz o şehir arasındaki mesafeyi), seferlerimizin arasını uzaklaştır” dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, (kendilerinden sonra gelenlerin dillerinde dolaşan) masallara çevirdik ve kendilerini (başka yerlere göç suretiyle) dağıttık. Muhakkak ki bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Diyanet İşleri (eski) Ama onlar: 'Rabbimiz! Yolculuklarımızın mesafesini uzak kıl' deyip kendilerine yazık ettiler. Biz de onları efsane yapıverdik, darmadağın ettik. Doğrusu bunlarda, pek sabreden ve çok şükreden kimseler için dersler vardır.
Diyanet Vakfi Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır, dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Edip Yüksel “Efendimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır“ diyerek kendilerine zulmettiler. Sonunda onları darmadağın edip tarihe gömdük. Her sabırlı ve şükreden kişi için bunda dersler vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Buna karşı onlar «ya rabbenâ, seferlerimizin arasını uzaklaştır» dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik ve temamen didik didik dağıttık, şübhesiz ki bunda çok şükredecek her sabırlı için elbette âyetler var
Erhan Aktaş Fakat onlar: “Rabb’imiz! Yolculuk mesafelerimizi uzat.1” dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları dillerde dolaşan sözler2 yaptık. Ve onları tamamen parça parça dağıttık. Kuşkusuz bunda çok sabredenlerin ve çok şükredenlerin tamamı için kesinlikle ayetler3 vardır.

1- Verilen nimetlerle yetinmeyerek daha çok kazanmak için, ihtiyaç sahiplerini daha çok soymak için, çok konaklama yerleri ve uzun yolculuklar istediler. 2- Nesilden nesile aktarılan efsane. 3- İşaretler, göstergeler.
Gültekin Onan Onlar ise: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç [şehirlerimiz birbirine çok yakındır]" dediler ve kendi nefslerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsaneler[e konu olan bir halk] kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.
Hakkı Yılmaz Sonra da onlar: “Rabbimiz! Seferlerimizin arasını uzaklaştır!” dediler ve nefislerine yanlış; kendi zararlarına işler yaparak haksızlık ettiler. Şimdi de Biz onları efsaneler yaptık ve tamamen didik didik dağıttık. Şüphesiz ki bunda tüm kendisine verilen nimetlerin karşılığını çokça ödeyen sabreden için elbette alâmetler/göstergeler vardır.
Harun Yıldırım Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır, dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır.
Hasan Basri Çantay Onlar ise (buna karşı). «Ey Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaşdır» demişler, kendilerine yazık etmişlerdi. İşte biz de onları masallara çeviriverdik. Onları darma dağınık etdik. Şübhesiz ki bunda çok sabır (ve) çok şükreden herkes için elbette ibretler vardır.
Hayrat Neşriyat Fakat (onlar:) 'Rabbimiz! Seferlerimizin (yolculuk yaptığımız şehirlerin) arasını uzaklaştır!' dediler ve kendilerine zulmettiler; nihâyet onları efsânelere çevirdik ve onları tamâmen parçalanmış olarak darmadağın ettik. Şübhesiz ki bunda, çok sabreden, çok şükreden herkes için nice ibretler vardır.
İbni Kesir Fakat onlar dediler ki: Rabbım, yolculuklarımızın arasını uzaklaştır. Ve kendi öz nefislerine zulmettiler. Biz de onları efsaneler kılıverdik, darmadağınık ettik. Muhakkak ki bunda; çok sabreden ve çok şükreden herkes için ayetler vardır.
İskender Evrenosoğlu Fakat onlar: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzak kıl." dediler. Ve kendilerine zulmettiler. Böylece onları (nesilden nesile anlatılan) "hadîs" kıldık Ve onları tamamen parça parça dağıttık. Muhakkak ki bunda, çok sabredenlerin ve çok şükredenlerin hepsi için elbette ayetler (ibretler) vardır.
Kadri Çelik Bunun üzerine onlar ise, “Rabbimiz, yolculuklarımızın arasını aç” dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsane kıldık (dillere düşürdük) ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.
Mehmet Ali Eroğlu "Ey Rabbimiz, sefer yerlerimizin arasını aç. (Beldelerimiz birbirine yakındır)" dediler. Seçtikleri duada kendilerine zulmettiler. Böylece onları efsane yaptık, darmadağın oldular. En gerçek şey şudur ki: Çok sabreden ve şükreden herkes için alınacak hayli ibretler vardır.
Mehmet Okuyan (Bunun üzerine) “Rabbimiz! Seferlerimizin (yolculuk yaptığımız şehirlerin) arasını uzaklaştır!” demişler ve kendilerine yazık etmişlerdi. (Biz de) onları sözlere (ibretlik anılara) çevirmiş ve onları tamamen parçalamıştık. Şüphesiz ki bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için dersler vardır.
Muhammed Celal Şems (Şükredecekleri yerde) onlar, “Ey Rabbimiz! Yolculuklarımızı uzun kıl,” dediler. Onlar kendilerine zulmettiler. Biz (de) onları (eski zamanların) hikâyelerine çevirdik ve paramparça ettik. (Hz. Süleyman (a.s.) döneminde, Yemen de dahil olmak üzere tüm Arabistan kendisine tabiydi. Ancak ondan sonra bu yerleşimler mahvoldu ve onlar arasındaki yolculuklar da zorlaştı. Böylece onlar yok olup gittiler ve birer hikâye olarak anılmaya başlandılar.)

Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden (kimse) için (birçok) deliller vardır.
Muhammed Esed Buna rağmen onlar, "Rabbimiz seyahat menzillerimiz arasındaki mesafeyi uzattı!" dediler. Ve böylece kendi kendilerine zulmetmiş oldular. Biz de bunun üzerine onları (geçmişin) efsane(lerinden biri)si haline döndürdük ve darmadağın ettik. Kuşkusuz bunda, sıkıntılara göğüs geren ve (Allah'a) gönülden şükredenler için alınacak dersler vardır.
Mustafa Çevik 18-20 Oysa Biz, Sebe halkına bu helakten önce bereketli ve mübarek kıldığımız şehirler arasında, birbirlerine yakın, birbirlerini görebilen beldeler de kurdurup, rahatça, güven içinde gece gündüz gidip gelerek de birbirinizden istifade edip, doğruya yönelin demiştik. Fakat onlar bu imkânlardan yüz çevirerek, “Rabbimiz bizi birbirimizden uzaklaştır, aramızdaki mesafeleri uzat.” demeye başlayıp, kendi kendilerine zulmettiler. Hâlbuki yakın olmanın nimetlerinden yararlanarak Rablerine nankörlükten birbirlerini koruyabilirlerdi. Fakat onlar bundan yüz çevirdiler, Biz de onları efsanelere konu olan bir azapla cezalandırıp darmadağın ettik. Sebe halkının kıssasında öğüt almak isteyenler için ibretler vardır. Bundan ancak Rablerinin verdiği nimetler üzerinde düşünen ve Allah’a karşı sorumluluk hissedenler ibret alırlar. Böylece İblis’in insanoğlunu yoldan çıkaracağına dair yemini, Sebe Halkı üzerinde de gerçekleşmiş oldu. Nitekim içlerinden pek az mü’min dışında hepsi İblis’e uydu.
Mustafa İslamoğlu Buna rağmen onlar "Rabbimiz! Sefer menzillerimiz arasındaki mesafeyi uzat!" de(meye getir)diler ve böylece kendilerine zulmetmiş oldular. Bunun üzerine biz de onları geçmişin efsanelerine döndürdük ve param parça edip dağıttık. Hiç şüphesiz bütün bunlarda, derin bir şükran duygusuyla O'na kutllukta direnen herkes için mutlaka alınacak dersler vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen Fakat onlar: «Rabbimiz! Bizim seferlerimiz arasını uzaklaştır» dediler ve nefislerine zulmettiler. Biz de onları dillere destan ettik ve onları büsbütün parçalamakla parçaladık. Şüphe yok ki, bunda her bir sabreden, şükreyleyen için elbette ibretler vardır.
Ömer Öngüt "Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır. " dediler ve onlar kendilerine yazık ettiler. Biz de onları bu yüzden efsane yapıverdik ve onları darmadağın ettik. Şüphesiz ki bunda çok sabreden ve çok şükreden kimseler için âyetler (ibretler) vardır.
Şaban Piriş - Rabbimiz, yolculuklarımızın mesafesini uzaklaştır, dediler. Kendi kendilerine zulmettiler. Biz de onları efsane haline getirdik, darmadağın ettik. İşte bunda her sabırlı ve şükür eden kimse için bir ibret vardır.
Sadık Türkmen “Rabbimiz seferlerimizin arasındaki mesafeyi uzat” dediler. (Ülkelerini genişletmek için fetihlere giriştiler). Böylece kendilerine zulmettiler. Biz de onları efsanelere çevirdik ve onları darmadağın ettik! Şüphesiz bunda ibretler vardır. Çok sabreden, çok şükreden herkes için!
Seyyid Kutub Fakat onlar «Ey Rabbimiz! Seferlerimizi uzun aralıklı yap!» diyerek kendilerine yazık ettiler. Bunun üzerine onları dillere düşürdük, toplumlarını parçalayarak öteye beriye dağıttık. Hiç kuşkusuz sabırlıların ve şükredenlerin bu olaylardan çıkaracakları bir çok dersler vardır.
Suat Yıldırım Fakat onlar: "Ya Rabbena, seferlerimizin arasını uzaklaştır (şehirlerimiz birbirine çok yakın, bunların arasını uzat, daha uzun mesafelere gidelim, ülkemizi genişlet)" diye dua ettiler ve böylece kendilerine yazık ettiler. Biz de onları dillere destan olan, hayret ve ibretle bahsedilen masal haline getirdik, başka yerlere göç etmeleri suretiyle darmadağın ettik. Bunda elbette çok sabırlı, çok şükürlü olan kimselerin alacakları hayli ibretler vardır.
Süleyman Ateş "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır (şehirlerimiz birbirine çok yakın, bunlarını arasını uzat da daha uzun mesafelere gidelim)" dediler ve kendilerine zulmettiler. Biz de onları efsânelere çevirdik, onları darmadağın ettik. Şüphesiz bunda, sabreden, şükreden herkes için ibretler vardır.
Süleymaniye Vakfı Ama onlar, kendilerini yanlış işlere soktukları halde “Sahi Rabbimiz, yolculuklarımızın arasını daha da uzat” diye dua ediyorlardı. Biz de onları darmadağın ederek sırf hikayeleri anlatılan kişiler haline getirdik. Bunda, çok sabreden ve çok şükreden kimseler için dersler vardır.
Tefhim-ul Kuran Onlar ise: «Rabbimiz, seferlerimizin arasını aç (şehirlerimiz birbirine çok yakındır)» dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsaneler(e konu olan bir halk) kıldık ve onları darmadağın edip dağıttık. Hiç şüphe yok bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.
Ümit Şimşek Fakat onlar 'Rabbimiz, konaklarımızın arasını uzat' dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları darmadağın edip dillere düşürdük. Çok sabredip çok şükretmesini bilen herbir kul için bunda ibretler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk Ama onlar, tutup şöyle dediler: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır!" Böylece kendilerine zulmettiler de biz de onları efsaneler haline getirdik; hepsini darmadağın ettik. İşte bunda, gereğince sabreden, yeterince şükreden herkes için elbette ibretler vardır.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.