| Abdulbaki Gölpınarlı |
Artık yüz çevir onlardan ve bekle; şüphe yok ki onlar da beklemedeler.
|
| Abdullah Parlıyan |
Ey Muhammed! Artık onlardan yüz çevir, onlara aldırma, onların başına gelecek olan Allah'ın azabını bekle, zaten onlar da zamanın belalarının, size gelmesini beklerler.
|
| Adem Uğur |
Artık sen onları bırak ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler.
|
| Ahmed Hulusi |
Artık onlardan yüz çevir ve bekle! Muhakkak ki onlar da bekliyorlar!
|
| Ahmet Tekin |
Artık sen onlarla ilgilenme, onlara karşı tedbir al ve tehdidin gerçekleşeceği karar gününü bekle. Onlar da seni bertaraf edecekleri, sana galip gelecekleri günü beklemektedirler.
|
| Ahmet Varol |
Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Onlar da beklemektedirler.
|
| Ali Bulaç |
Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.
|
| Ali Fikri Yavuz |
Şimdi o kâfirlerden yüz çevir de (kendilerine inecek azabı) gözet; çünkü onlar (senin helâkini) bekleyip duruyorlar.
|
| Ali Ünal |
Dolayısıyla (ey Rasûlüm,) sen onlara aldırma ve bırak onları kendi hallerine. Nasıl onlar (öyle bir günü fakat senin helâkin için) bekliyorlarsa, sen de bekle (ve gör bak Rabbin ne yapacak)!
|
| Bayraktar Bayraklı |
Artık onlardan yüz çevir ve bekle! Onlar da beklemektedirler.
|
| Bekir Sadak |
Onlari birak, bekle; zaten onlar da senin akibetini beklemektedirler. *
|
| Celal Yıldırım |
Artık sen onlardan yüzçevir ve bekle; onlar da beklemekteler.
|
| Cemal Külünkoğlu |
Artık onları kendi hallerine bırak ve onların beklediği gibi sen de (hakikatin ortaya çıkmasını) bekle!
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Onları bırak, bekle; zaten onlar da senin akıbetini beklemektedirler.
|
| Diyanet Vakfi |
Artık sen onları bırak ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler.
|
| Edip Yüksel |
Öyleyse onlardan yüz çevir ve bekle; onlar da beklemektedirler.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Şimdi onlardan yüz çevir de gözet, çünkü onlar gözetiyorlar
|
| Erhan Aktaş |
Artık onları kendi hallerine bırak ve olacakları bekle. Doğrusu onlar da bekleyenlerdir.
|
| Gültekin Onan |
Öyleyse sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.
|
| Hakkı Yılmaz |
Artık sen onlardan mesâfelen ve gözetle. Şüphesiz onlar gözetleyenlerdir.
|
| Harun Yıldırım |
Artık sen onları bırak ve bekle. Zaten onlar da beklemektedirler.
|
| Hasan Basri Çantay |
Artık onlardan yüz çevir, (inecek azâblarını) bekle. Çünkü onlar bekleyicidirler.
|
| Hayrat Neşriyat |
Artık onlardan yüz çevir ve (onlara gelecek olan azâbı) bekle! Zâten onlar da bekleyicidirler!
|
| İbni Kesir |
Bırak onları ve bekle. Zaten onlar da beklemektedir.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Öyleyse artık onlardan yüz çevir ve bekle! Muhakkak ki onlar (da) bekleyenlerdir.
|
| Kadri Çelik |
Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
Durum böyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekle. Zaten onlar da senin helak olmanı bekler. Eh artık onları kendilerine bırak, yardımımızı veya helakını beklemekten başka şey yoktur.
|
| Mehmet Okuyan |
Onlardan yüz çevir ve bekle! Şüphesiz ki onlar da bekleyenlerdir.
|
| Muhammed Celal Şems |
Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphesiz onlar (da) bekleyenlerdir.
|
| Muhammed Esed |
Artık onları kendi hallerine bırak ve onların beklediği gibi sen de (hakikatin ortaya çıkmasını) bekle.
|
| Mustafa Çevik |
Sen Allah adına, onları yaratılış sebeplerine uygun yaşamaya davet görevini yerine getir ve sonra onları kendi hallerine bırak, akıbetlerini bekleyedursunlar.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Şu halde boş ver onları da (kendi işine bak); madem onlar beklemeye razılar, sen (dünden) bekle!
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Artık onlardan yüz çevir ve bekle. Şüphe yok ki, onlar da bekleyicilerdir.
|
| Ömer Öngüt |
Onlardan yüz çevir ve bekle! Zaten onlar da beklemektedirler.
|
| Şaban Piriş |
Şimdi, onlardan uzaklaş ve bekle, onlar da bekliyorlar.
|
| Sadık Türkmen |
Öyleyse şimdi onları bırak ve bekle! Onlar da beklemektedirler!..
|
| Seyyid Kutub |
Sen onlardan yüz çevir ve bekle, zaten onlar da beklemektedirler.
|
| Suat Yıldırım |
Şimdi sen onları kendi hallerine bırak. Yardımımızı veya onların helâk edilmelerini bekle! Çünkü onlar da senin helâk olmanı bekliyorlar.
|
| Süleyman Ateş |
Sen onlardan yüz çevir ve bekle, zaten onlar da beklemektedirler.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Onları bırak, bekle; onlar da seni beklemektedir.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Öyleyse, sen onlardan yüz çevir ve bekleyedur; gerçekten onlar da beklemektedirler.
|
| Ümit Şimşek |
Sen onları kendi haline bırak ve bekleyedur; onlar da bekliyorlar.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Artık onlardan yüz çevir ve bekle! Zaten onlar da bekliyorlar.
|