26 - Şu’arâ suresi 99. âyet meali

Furkân suresi 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 Sonraki Tümü Neml suresi
وَمَا أَضَلَّنَا إِلَّا الْمُجْرِمُونَ
Ve mâ edallenâ illel mucrimûn(mucrimûne).
  
ve mâ ve şey
edalle-nâ bizi dalâlette bıraktı
illâ ancak, sadece
el mucrimûne mücrimler, günahkârlar
   
Abdulbaki Gölpınarlı Bizi, ancak o mücrimler saptırdı.
Abdullah Parlıyan Yine de bizi yoldan çıkaranlar, o günahlara gömülüp giden elebaşılarımız oldu.
Adem Uğur Bizi ancak o günahkârlar saptırdı.
Ahmed Hulusi "Bizi ancak o suçlular (hakikati inkâr edenler) saptırdı. "
Ahmet Tekin 'Bizi, kesinlikle, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular, günahkârlar hak yoldan uzaklaştırıp başımıza buyruk hale getirerek, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihimize imkân sağladılar.'
Ahmet Varol Bizi o suçlulardan başkası saptırmadı.
Ali Bulaç "Bizi suçlu günahkarlardan başka saptıran olmadı."
Ali Fikri Yavuz Bizi ancak (kendilerine uyduğumuz bizden önceki) mücrimler sapıttı.
Ali Ünal “Ama bizi saptıranlar, hep o hayatları günah hasadından ibaret inkârcı suçlular oldu.
Bayraktar Bayraklı (96-102) Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”
Bekir Sadak (96-102) Orada putlariyla cekiserek: «Vallahi biz apacik bir sapiklikta idik; cunku biz sizi alemlerin Rabbine esit tutmustuk; bizi saptiranlar ancak suclulardir; simdi sefaatcimiz, yakin bir dostumuz yoktur; keski geriye bir donusumuz olsa da inananlardan olsak derler.
Celal Yıldırım Ve bizi ancak suçlu günahkârlar saptırdı.
Cemal Külünkoğlu Bizi yoldan çıkaran, o suçlulardan başkası değildi.”
Diyanet İşleri (eski) (96-102) Orada putlarıyla çekişerek: 'Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak' derler.
Diyanet Vakfi Bizi ancak o günahkârlar saptırdı.
Edip Yüksel “Bizi saptıranlar suçlulardı.”
Elmalılı Hamdi Yazır Ve bizi hep o mücrimler şaşırtmıştı
Erhan Aktaş “Ve bizi hep o suçlular1 saptırdı.”

1- Önderlerimiz.
Gültekin Onan "Bizi suçlu günahkarlardan başka saptıran olmadı."
Hakkı Yılmaz (96-102) Onlar, onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki: “Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idik. Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk. Ve bizi yalnızca o günahkârlar saptırdı. Artık bizim için yardımcılardan, torpilcilerden hiçbir kimse ve candan bir yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakın yoktur. Ah keşke bizim için bir geri dönüş olsaydı da biz de mü’minlerden olsaydık!”
Harun Yıldırım “Bizi suçlulardan başkası saptırmadı.”
Hasan Basri Çantay «Bizi o mücrimlerden başkası sapdırmadı».
Hayrat Neşriyat 'Bizi ancak günahkârlar dalâlete düşürdü.'
İbni Kesir Ve bizi suçlulardan başka da saptıran olmamıştı.
İskender Evrenosoğlu Ve bizi mücrimlerden (hidayete mani olanlardan) başkası dalâlette bırakmadı.
Kadri Çelik “Bizi suçlu günahkârlardan başka saptıran da olmadı.”
Mehmet Ali Eroğlu (98-99) Alemlerin Rabbine sizi eşit tutuyorduk. Bizi saptıranlar o suçlulardan başkası değildir.
Mehmet Okuyan Bizi, o suçlulardan başkası saptırmadı.
Muhammed Celal Şems “Bizi, suçlular dışında kimse saptırmadı.”
Muhammed Esed yine de (sizi tanrılaştırarak) yoldan çıkmamıza günah (önderlerimiz) sebep oldu!
Mustafa Çevik 92-102 Cehennemi hak edenlere, “O peşine düşüp, kullukta kusur etmediğiniz ilahlarınız şimdi nerede? Bakalım onların kendilerine ya da size yardıma güçleri yetecek mi?” denilecek.
Sonunda hem onlar hem de bilinçsizce onların peşlerinden gidenler, hep birlikte iblisin avanesi olarak cehennem ateşine atılacaklar. Ve orada birbirlerini suçlayarak, “Vallahi biz dünyada iken, büsbütün sapıklık içinde yaşamışız, sizin gibi yaratılmışların uydurduğu hayat nizamlarına uyup, sizi âlemlerin Rabbi ile bir tutmuştuk, dolayısı ile bizi siz saptırdınız, şirki, küfrü hayat nizamı halinde bize kabullendirdiniz. Fakat bugün ne bize arka çıkabiliyor, ne de dostluk gösterebiliyorsunuz. Keşke dünya hayatına tekrar dönme imkânımız olsa da, biz de Allah adına, peygamber ve kitaplarla yapılan davete iman edip teslim olanlardan olabilsek.” diyerek pişmanlık içinde kıvranacaklar.
Mustafa İslamoğlu ne ki bizi saptıran, yalnızca günahı hayat tarzı haline getiren şu kimselerdi;
Ömer Nasuhi Bilmen «Ve bizi ancak o mücrimler sapıtmış oldular.»
Ömer Öngüt “Bizi ancak günahkârlar saptırdı. ”
Şaban Piriş Bizi hep o günahkarlar şaşırtmıştı.
Sadık Türkmen Bizi suçlulardan başkası saptırmadı.
Seyyid Kutub Bizi ağır suçlular yoldan çıkarmışlardır.
Suat Yıldırım (96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"
Süleyman Ateş "Ama bizi saptıran o suçlulardır."
Süleymaniye Vakfı Bizi yoldan çıkaranlar, şu günahkârlardan başkası değildir.
Tefhim-ul Kuran «Bizi suçlu günahkârlardan başka saptıran da olmadı.»
Ümit Şimşek 'Fakat bizi o mücrimler saptırdı.
Yaşar Nuri Öztürk "Bizi saptıran, o suçlulardan başkası değildi."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.