20 - Tâ-Hâ suresi 106. âyet meali

فَيَذَرُهَا قَاعًا صَفْصَفًا
Fe yezeruhâ kâan safsafâ(safsafen).
  
fe o zaman, böylece
yezeru-hâ onu bırakacak
kâan düz arazi
safsafen boş, dümdüz
   
Abdulbaki Gölpınarlı Yeryüzünü dümdüz bir hâle getirir.
Abdullah Parlıyan Yeryüzünü dümdüz bir hale getirecek.
Adem Uğur Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Ahmed Hulusi "Onların yerlerini boş, dümdüz hâlde bırakır. "
Ahmet Tekin 'Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak.'
Ahmet Varol Yerlerini dümdüz, çırılçıplak halde [6] bırakacaktır.'
Ali Bulaç "Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır."
Ali Fikri Yavuz Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.
Ali Ünal “Neticede yeryüzünü terkedilmiş bir düzlüğe çevirecek.”
Bayraktar Bayraklı “Böylece yerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.”
Bekir Sadak (105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman'in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.»
Celal Yıldırım (105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin.
Cemal Külünkoğlu (105-107) (Ey Muhammed!) Sana dağların durumunu soruyorlar. De ki: “Rabbim onları (kıyamet günü) toz edip savuracak. Yerlerini dümdüz ve çırılçıplak bir alana dönüştürecek. Orada ne bir iniş, ne de bir yokuş görebileceksin.
Diyanet İşleri (eski) (105-108) Sana dağları sorarlar; de ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin.'
Diyanet Vakfi Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Edip Yüksel “Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.”
Elmalılı Hamdi Yazır Yerlerini düpedüz bomboş bırakacak
Erhan Aktaş Onları dümdüz araziye çevirecektir.
Gültekin Onan "Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır."
Hakkı Yılmaz (105-107) Sana dağlardan soruyorlar, de ki: “Rabbim onları savurdukça savuracaktır. Böylece onları dümdüz boş bir hâlde bırakacak. Orada bir çukur ve bir tümsek görmeyeceksin.”
Harun Yıldırım Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Hasan Basri Çantay «(Savuracak) da yerlerini dümdüz bir toprak haalinde bırakacak».
Hayrat Neşriyat 'Onları(n yerlerini) dümdüz, bomboş bir hâlde bırakacak!'
İbni Kesir Yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek.
İskender Evrenosoğlu Böylece onu (dağların yerini) boş bir düzlük olarak bırakacaktır.
Kadri Çelik “Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.”
Mehmet Ali Eroğlu Haliyle onların yerlerini dümdüz savurup atacak, bomboş bir alan bırakacaktır.
Mehmet Okuyan Orayı (yerlerini) dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Muhammed Celal Şems “Onları dümdüz ve çorak (toprak) olarak bırakacak.”
Muhammed Esed yeri dümdüz ve çıplak bir hale getirecek,
Mustafa Çevik 105-109 Sana Kıyamet Günü dağların ne olacağını soruyorlar, onlara de ki: “Rabbim onları un ufak edip savuracak, bulundukları yerleri dümdüz edecek, yeryüzünde ne bir tümsek ne de bir çukur kalacak. O Gün herkes kendisinden kaçıp kurtulamayacağı bir davetçinin peşinden mahşer yerine götürülecek, artık herkesin sesi kısılmış, fısıltı ve hırıltıdan başka bir ses çıkaramaz hale gelmiştir. Ve yine O Gün, Allah yaratılış amacına uygun olan hayat nizamına iman edip, gereklerini yerine getirme gayreti göstermiş olanların dışında hiç kimseye şefaat etmeyecektir.”
Mustafa İslamoğlu ve arzı çırılçıplak, kupkuru bir düzlük olarak bırakacak;
Ömer Nasuhi Bilmen «Artık onları dümdüz, bomboş bir halde bırakacaktır.»
Ömer Öngüt “Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır. ”
Şaban Piriş Yerlerini de dümdüz, kuru bir toprak haline getirecektir.
Sadık Türkmen Yerlerini dümdüz (edip) boş bırakacaktır.
Seyyid Kutub Yerlerini dümdüz ve çırılçıplak bir alana dönüştürür.
Suat Yıldırım (105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."
Süleyman Ateş Yerlerini boş, dümdüz bırakacaktır.
Süleymaniye Vakfı Yerlerini de aynı seviyede dümdüz bırakacaktır.
Tefhim-ul Kuran «Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.»
Ümit Şimşek Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak.
Yaşar Nuri Öztürk "Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır."

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.