19 - Meryem suresi 87. âyet meali

لَا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِندَ الرَّحْمَنِ عَهْدًا
Lâ yemlikûneş şefâate illâ menittehaze inder rahmâni ahdâ(ahden).
  
lâ yemlikûne yapamaz, gücü yetmez, malik değil
eş şefâate şefaat
illâ men ancak kim, kişi, kimse
ittehaze edindi
inde er rahmâni Rahmân'ın katında
ahden bir ahd, kesin söz
   
Abdulbaki Gölpınarlı Rahmandan ahd almış olanlardan başkaları şefaat de edemez.
Abdullah Parlıyan Sınırsız rahmet sahibi Rahman olan Allah katında söz ve izin alandan başkasının şefaate gücü yetmez.
Adem Uğur O gün Rahmân (olan Allah)'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.
Ahmed Hulusi Rahman'ın indînde ahd edinmiş (hakikati olan bir kısım Esmâ kuvveleri kendinden açığa çıkmış) olandan başkası, şefaat edemeyecek!
Ahmet Tekin Rahmet sahibi Rahman olan Allah katında imanları ile, İslâm’daki sadakatleri ile, rızâyı ilâhîye mazhar olan amelleri ile taahhüt alanların, söz alanların dışında kimse şefaatten nasiplenemiyecek.
Ahmet Varol Rahman'ın katında bir ahid almış olanların dışındakiler şefaat hakkına sahip olamazlar.
Ali Bulaç Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.
Ali Fikri Yavuz Rahman’ın katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamıyacaklardır.
Ali Ünal (Kendilerine şefaatçi, işlerinin görülmesi için aracı olsunlar diye Allah’tan başka ilâhlar edinenler bilmelidirler ki,) Rahmân’ın katında (O’na iman, ibadet ve yakınlıkla) kendilerine şefaat hakkı tanınmış olanların dışında kimsenin şefaat etme hakkı ve yetkisi olmayacaktır.
Bayraktar Bayraklı O gün, Rahmân'ın katında bir söz almamış olandan başkası asla şefaatte bulunamayacaktır.
Bekir Sadak Rahman'in katinda bir ahd almis olandan baskasi asla sefaatte bulunamiyacaktir.
Celal Yıldırım Rahmân'ın yanında bir söz almış olandan başkası şefaate yetkili olmayacak..
Cemal Külünkoğlu Rahman'ın huzurunda, söz almış olanlar dışında hiç kimse şefaat edemeyecek.
Diyanet İşleri (eski) Rahman'ın katında bir ahd almış olandan başkası asla şefaatte bulunamıyacaktır.
Diyanet Vakfi (85-87) Takvâ sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah'ın huzurunda topladığımız, günahkârları da susuz olarak cehenneme sürdüğümüz gün, Rahmân nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.
Edip Yüksel Rahman’ın yanında söz almış olanlardan başkası şefaat (aracılık) edemez.
Elmalılı Hamdi Yazır Rahmanın nezdinde bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaate malik olamıyacaklar
Erhan Aktaş Rahman’ın yanında bir “söz” edinmiş olan kimse hariç, bir şefaate sahip olamayacaklar.1

1- Rahman’ın hükümlerine tabi olan, onunla bağlantısını koparmamış olan, yaptığı antlaşmaya bağlı kalan kimselerden başkasına bir bağışlanma olmayacaktır. Diğer bir deyimle, bir kimsenin bağışlanması ancak iman edip salihatı yapmış olmasına bağlıdır. Zira Rahman’ın, yüzlerce ayette “iman edip, salihatı yapanlara” Cenneti vereceğine dair sözü vardır. “Şefaate sahip olamazlar.” deyimine bakıldığında; ayetteki istisna cümlesinden, buradaki şefaatten kasıt, başkalarının onlar için yapacağı şefaattir. Dolayısı ile buradaki “şefaate sahip olamayacaklar” ifadesi, kimse onlara yardımcı olamayacak demektir.
Gültekin Onan Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olmayacaklardır.
Hakkı Yılmaz Onlar, Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] katından bir garanti söz almış olan kimse hariç –ki bu hiç kimseye verilmemiştir–, yardıma-desteğe sahip olamayacaklardır.
Harun Yıldırım O gün Rahmân (olan Allah)'ın nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir.
Hasan Basri Çantay Çok esirgeyici (Allahın) nezdinde ahd edinmiş olanlardan başkaları şefaat (hakkına) mâlik olmayacaklardır.
Hayrat Neşriyat (O gün,) Rahmân’ın katında söz (izin) almış olanlardan başkası şefâat (hakkın)a sâhib olmayacaktır.
İbni Kesir Rahman'ın katında, ahid almış olanlardan başkası asla şefaatta bulunamayacaktır.
İskender Evrenosoğlu Rahmân'ın indinde, ahd ittihaz edenlerden (Allah'tan ahd alanlardan) başkası şefaate malik olamaz.
Kadri Çelik Rahmanın katında ahit almışların dışında, (onlar) şefaate malik olamayacaklardır.
Mehmet Ali Eroğlu Malum gün, Rahman katında ahid almışlardan başkası şefaatte bulunamazlar
Mehmet Okuyan O gün Rahmân’ın katında söz alandan başkaları şefaat (etme iznin)e sahip olamayacaklardır.
Muhammed Celal Şems (85-87) Bizim takvayı benimsemiş olanları, Rahman (olan Allah’ın) huzuruna (onurlu) misafirler olarak toplayıp ulaştıracağımız, suçluları ise sürerek Cehennem’e götüreceğimiz gün, Rahman (olan Allah’tan) söz almış olandan başka kimse, şefaat (yetkisine) sahip olamayacaktır.
Muhammed Esed (bu Günde, hayattayken) O sınırsız rahmet Sahibi'yle bir bağ, bir bağlantı içine girmiş olmadıkça kimse şefaatten pay alamayacaktır.
Mustafa Çevik Hesap günü, dünya hayatlarında iman edip, sorumluluklarını yerine getirerek yaşamış olanlar dışında, hiç kimseye Allah şefaat etmeyecektir.
Mustafa İslamoğlu (İşte o gün) O Rahmet kaynağıyla yaptığı (iman) sözleşmesine sadık kalanlar dışında, hiç kimse şefaate nail olamayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen Şefaate mâlik olamayacaklardır, ancak Rahmân'ın nezdinde bir ahd alan müstesna.
Ömer Öngüt Rahman'ın huzurunda söz ve izin alandan başkasının şefaata gücü yetmez (izin verilmez).
Şaban Piriş Rahman’ın katında bir söz almış olandan başka hiç bir kimse şefaat edemez.
Sadık Türkmen Rahmân’ın katında bir ahit edinen kimseden başkaları, şefaate malik/sahip olamazlar.
Seyyid Kutub Allah'ın bu yolda yetki verdiği kimseler dışında hiç kimse bir başkasına aracılık, şefaat edemez.
Suat Yıldırım Rahman’ın huzurunda, söz almış olanlar dışında hiç kimse şefaat edemeyecek.
Süleyman Ateş Yalnız Rahmân'ın huzûrunda söz almış olanlardan başkaları şefâ'at edemezler.
Süleymaniye Vakfı (Orada) Rahman’dan söz almış olanlar[1*] dışında kimse şefaatten yararlanma[2*] hakkına sahip olamayacaktır[3*].

[1*] Şirk günahı işlememiş olanlar. Çünkü “Allah, kendisine ortak koşulmasını (şirki) bağışlamaz#. Bunun altında olanları, tercih ettiği kişi# için bağışlar.” (Nisa 4/48)

[2*] Ayetteki şefaat kelimesi mastar olduğu için ism-i mef'ul anlamı verilmiştir. Çünkü bu durumdaki bir kişinin sahip olabileceği tek şey şefaatten yararlanma hakkıdır. 

[3*] Şefaat, birinin eşlik etmesini istemek, eşlik etmek veya arka çıkmaktır. (El-Ayn, Müfredât). Mahşer günü kimseye şefaat edilmeyecektir. “Öyle bir günden çekinip korunun ki o gün kimse kimsenin yerine ceza çekmeyecek, kimseden şefaat kabul edilmeyecek, kimseden fidye alınmayacak ve kimseye yardım edilmeyecektir.” (Bakara 2/48) Dünyada insanlar birine destek olabilirler. “İyi bir işe destek veren ondan bir pay alır; kötü bir işe destek veren de ondan dolayı bir sorumluluk üstlenir.” (Nisa 4/85) Bu ayetlere göre Cennete gitmiş biri, şirk günahı ile değil de diğer günahlarından dolayı cehennemde olan bir yakınını yanına isteyebilir. İster dünyada ister cehenneme gitmiş biri için olsun, şefaat ancak Allah’ın onayıyla olabilir.

Tefhim-ul Kuran Rahmanın katında ahid almışların dışında (onlar) şefaate malik olamayacaklardır.
Ümit Şimşek Rahmân'dan bir söz almış olanlar dışında hiç kimsenin o gün şefaat yetkisi olmaz.
Yaşar Nuri Öztürk Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.

Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz.