| Abdulbaki Gölpınarlı |
Ve üfürülür sûr'a, işte bu gündür azap günü.
|
| Abdullah Parlıyan |
Sûra üfürüldü mü, işte o bir uyarının gerçek olacağı gündür.
|
| Adem Uğur |
Sûr'a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür.
|
| Ahmed Hulusi |
Sur'a (bedene) üflenmiştir (üflenme içten dışadır; ruh, bedenden çıkmıştır)! İşte bu uyarıldığınız süreçtir!
|
| Ahmet Tekin |
Sûra üfürülür. İşte bu, tehdidin gerçekleşme günüdür.
|
| Ahmet Varol |
Sur'a da üflenmiştir. İşte bu tehdid(in gerçekleşmesi) günüdür.
|
| Ali Bulaç |
Sur'a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür.
|
| Ali Fikri Yavuz |
(İnsanlar öldükten sonra dirilmeleri için) Sûr’a da üfürülmüş olacaktır. İşte bu vakit, azap günüdür.
|
| Ali Ünal |
Ve (artık vakti gelmiş olup,) Sûr’a üfürülür. İşte, kendisiyle tehdit edilen azabın gelip çattığı gün!
|
| Bayraktar Bayraklı |
Sûr'a üfürülür, işte bu, geleceği vaad edilen gündür.
|
| Bekir Sadak |
Sura ufurulur. Iste bu gelecegi soz verilen gundur.
|
| Celal Yıldırım |
Sûr'a üfürülecek. Bu, va'dedilen gündür.
|
| Cemal Külünkoğlu |
(Öldükten sonra tekrar diriliş için) Sur'a (ikinci kez) üfürülür. İşte bu, tehdidin gerçekleşeceği gündür!
|
| Diyanet İşleri (eski) |
Sura üfürülür. İşte bu geleceği söz verilen gündür.
|
| Diyanet Vakfi |
Sûr'a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür.
|
| Edip Yüksel |
Boruya üflenmiştir. Bu, söz verilen gündür.
|
| Elmalılı Hamdi Yazır |
Ve Sur üfürüldükte: ki işte o veîd günüdür
|
| Erhan Aktaş |
Ve Sur’a üfürülür. “ İşte bu, vaktiyle uyarıldığınız gündür.”
|
| Gültekin Onan |
Sura da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür.
|
| Hakkı Yılmaz |
Ve Sûr da üflenmiştir. –“İşte bu, korkutulan gündür.”–
|
| Harun Yıldırım |
Sur’a da üfürülmüştür. İşte bu korkutulan gündür.
|
| Hasan Basri Çantay |
Suur'a da üfürülmüşdür. İşte bu, tehdîdin (tehakkuk etmiş) günüdür.
|
| Hayrat Neşriyat |
Sûra da üfürülmüştür. İşte bu, tehdid günüdür!
|
| İbni Kesir |
Sur'a üfürülmüştür. İşte bu; geleceği vaadedilen gündür.
|
| İskender Evrenosoğlu |
Ve sur'a üflendi. İşte bu vaîd (ikaz) günüdür.
|
| Kadri Çelik |
Sur'a üfürülür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür.
|
| Mehmet Ali Eroğlu |
(Fasıl gelip de) Sur'a üfürülmüştür. İşte bu tehdidin (gerçekleştiği) gündür.
|
| Mehmet Okuyan |
Sûr’a üflenecektir. İşte bu, vadedilen gündür.
|
| Muhammed Celal Şems |
(19-20) Ölüm baygınlığı elbette gelecek. (O zaman Biz,) “İşte kaçmak istediğin budur!” (diyeceğiz.) Borazan üflenecek ve “Azap uyarısının günü budur işte,” (denilecek.)
|
| Muhammed Esed |
ve (yeniden diriliş) suru, (sonunda) üflenecektir. İşte o, bir uyarının gerçek olacağı Gün'dür.
|
| Mustafa Çevik |
Günü gelince de yeniden diriliş için Sûr’a üflenecek ve geleceği vadedilmiş
olan Hesap Günü ortaya çıkacak.
|
| Mustafa İslamoğlu |
Nihayet (diriliş için) sura üflenir: işte bu da (ey insan), kendisine karşı uyarıl(dığın) gündür.
|
| Ömer Nasuhi Bilmen |
Ve Sûr'a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdid günüdür.
|
| Ömer Öngüt |
Sûra üfürülür. İşte bu geleceği vâdedilen gündür.
|
| Şaban Piriş |
Sûr’a da üfürülecektir. - İşte azap günü!
|
| Sadık Türkmen |
Sûr’a üfürülmüştür. İşte bu vadolunan/tehdit günüdür!
|
| Seyyid Kutub |
Sur'a üfürülür. İşte bu geleceği söz verilen gündür.
|
| Suat Yıldırım |
Sûra üfürülür kalk borusu çalar. İşte bu da tehdit edilen azabın günüdür.
|
| Süleyman Ateş |
Sûr'a üflendi. İşte bu, kendisine karşı uyarılan gündür.
|
| Süleymaniye Vakfı |
Sura üflenir; işte bu tehdit edildiğin gündür.
|
| Tefhim-ul Kuran |
Sur'a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür.
|
| Ümit Şimşek |
Ve sûra üfürülür. Bu da vaad edilen gündür.
|
| Yaşar Nuri Öztürk |
Ve sûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür.
|