mâ delle-hum - onlara delâlet (delillik) etmedi, ortaya çıkarmadı

  
Abdulbaki Gölpınarlı Mukadder ölümünü hükmettiğimiz zaman da sopasını yiyen kurttan başka hiçbir mahlûk, öldüğünü bildirmedi onlara; yere yıkılınca anlaşıldı ki cinler, gizli olan şeyleri bilselerdi aşağılatıcı azâp içinde kalıp durmazlardı.
Abdullah Parlıyan Süleyman peygamber de ölümü mutlaka tadacaktı; fakat biz O'nun ölümüne hükmettiğimiz zaman, asasını kemiren kurttan başka, öldüğünü gösteren bir işaret yoktu. Süleyman'ın cesedi yıkılınca, açıkca ortaya çıktı ki, eğer cinler gaybı yani kavrayışlarının ötesindeki gerçeği bilmiş olsalardı, kendilerini hor ve zelil kılan, o meşakkatli iş içinde kalıp çalışmazlardı.
Adem Uğur Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı.
Ahmed Hulusi Ona (Süleyman'a) ölümü (tatmasını) hükmettiğimizde, Onun asasını yiyen kurtçuktan başkası onlara (cinlere) gerçeği fark ettirmedi! Nihayet (asa çürüyüp) yıkıldığında, cine (ifrit türüne) fark ettirdi (ölümünü) ki; eğer (onlar) gayblarını bilenler olsaydılar, alçaltıcı azap içinde kalmazlardı.
Ahmet Tekin Süleyman’ın ölümüne karar verip, icra ettiğimiz zaman, cinlere onun ölümünü sezdiren olmadı. Yalnız ağaç kurdu, Süleyman’ın dayandığı asâsını yiyordu. Asânın yenmesi sonucu, Süleyman yere yıkılınca, cinler aldatıldıklarını öğrendiler. Eğer cinler bilgi alanları ötesini, gaybı bilmiş olsalardı, o zillet içinde bırakan, alçaltıcı cezaya, mahkûmiyete benzeyen ameleliğe devam etmezlerdi.
Ahmet Varol Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimizde, onun ölümünü, bastonunu yiyen ağaç kurdundan başka onlara gösteren olmadı. Böylece o yere yıkılınca, anlaşıldı ki cinler eğer gaybı biliyor olsalardı aşağılayıcı azabın içinde kalmazlardı.
Ali Bulaç Böylece onun (Süleymanın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp düşünce, açıkca ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azab içinde kalıp yaşamazlardı.
Ali Fikri Yavuz Vakta ki Süleyman’a ölümü hükmettik (de bir yıl kadar ölü olarak değneğine dayalı kaldı). Ölümüne işaret eden (bir alâmet) olmadı, ancak bir güve böceği değneğini yiyordu. (Böceğin değneği yemesi sebebiyle) Süleyman yere düşünce, anlaşıldı ki, eğer cinler gaybi (Süleyman’ın ölümünü) bilmiş olsalardı o zilletli azab içinde bekleyib durmazlardı, (inşasına memur edilib de bir yılda zahmetle ikmal ettikleri Beytü’l-Makdis’i inşa etmezlerdi).
Ali Ünal Nihayet Süleyman’ın eceli gelip de hakkındaki ölüm hükmümüzü icra ettiğimizde, (kendilerine verilen ağır işlerde çalışmakta olan) cinlerin hiç biri O’nun öldüğünün farkına varmadı. Ne zaman ki, (tahtında otururken dayandığı) asâsını bir termitin içeriden yemesi neticesinde Süleyman yere yıkıldı, ancak o zaman O’nun öldüğünün farkına vardılar. Bu da gösterdi ve cinler de anladılar ki, eğer onlar gaybı (duyularının ötesinde olup bitenleri) bilmiş olsalardı, kendilerini zelil ve perişan eden bu ağır işleri yapmaya devam etmezler, (Süleyman’ın ölmekte olduğunu bilir ve o işleri bırakırlardı).
Bayraktar Bayraklı Süleyman'ın ölümüne hükmedince, cinlere onun ölümünü ancak değneğini yiyen ağaç kurdu gösterdi. Süleyman yıkılınca anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilselerdi, o alçaltıcı/ağır işte çalışmayı sürdürmezlerdi.
Bekir Sadak Suleyman'in olumune hukmettigimiz zaman, ancak degnegini yiyen kurt onun olumunu cinlere farkettirdi. O, olu olarak yere dusunce, ortaya cikti ki, sayet cinler gorulmeyeni bilmis olsalardi alcak dusuren bir azap icinde kalmazlardi.
Celal Yıldırım Ne vakit ki Süleyman'a ölümü hükmettik; (çalıştırdığı) cinlere onun ölümünü ancak değneğini yiyen ağaçkurdu gösterdi. Süleyman (ölmüş vaziyette) yere kapanınca, şu gerçek ortaya çıktı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o horlayıcı, aşağılayıcı azâbın içinde kalmazlardı.
Cemal Külünkoğlu Sonra onun (Süleyman'ın) ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir ağaç kurdu gösterdi. Artık o, yere yıkılıp düşünce, açıkça ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azap içinde kalıp yaşamazlardı.
Diyanet İşleri (eski) Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak değneğini yiyen kurt onun ölümünü cinlere farkettirdi. O, ölü olarak yere düşünce, ortaya çıktı ki, şayet cinler görülmeyeni bilmiş olsalardı alçak düşüren bir azap içinde kalmazlardı.
Diyanet Vakfi Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı.
Edip Yüksel Ölümüne hükmettiğimiz zaman, onlara onun ölmüş olduğunu, ancak değneğini yiyen bir yer yaratığı gösterdi. Yıkıldığı zaman cinler gerçeği gördü: Görülmeyeni bilselerdi o küçültücü zor işe devam etmezlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır Sonra vaktâ ki ona ölümü hukmettik, onlara onun ölümünü sezdiren olmadı, yalnız bir güve böceği (Arza) dayandığı asasını yiyordu, bu sebeble yıkıldığı zaman tebeyyün etti ki Cinler eğer gaybi bilir olsalar o zilleti azâb içinde bekleyib durmazlardı
Erhan Aktaş Onun ölümünü gerçekleştirdiğimiz zaman; ölümünü, değneğini yiyen “debbetulard”dan1 başka bir şey ortaya çıkarmadı. Yere kapandığında ortaya çıktı ki; cinler2 o gaybı3 bilselerdi, o alçaltıcı azap4 içinde kalmazlardı.

1- Yer kurdu. 2- Süleyman’ın yönetiminde çalışan, yetenekli, bilgili ve ileri düzeyde usta olan yabancı uyruklu kimseler. 3- Süleyman’ın ölmüş olduğunun bilgisini. 4- Ağır işçilik koşullarında çalışma zorunluluğu.
Gültekin Onan Böylece onun (Süleyman'ın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp düşünce, açıkca ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılayıcı bir azab içinde kalıp yaşamazlardı.
Hakkı Yılmaz Ne zaman ki Biz o'nun ölümünü gerçekleştirdik; o'nun ölümüne, onlara değneğini yiyen yeryüzü canlısından başka hiçbir şey delâlet etmedi. Onun öldüğünü anlamalarına, onlara sadece değneğini yiyen yer canlısı/kurt sebep oldu. Ne zaman ki yüz üstü yere düştü, ortaya çıktı ki: “O yabancılar Süleymân'ın bilmedikleri ölümünü bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap; hasret, gurbet esaret, ağır işler, zincire vurulmuşluk içinde kalmazlardı.”
Harun Yıldırım Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı.
Hasan Basri Çantay Sonra biz ona ölüm hükmünü infaz edince (dayandığı) asaasını yemekde olan ağaç kurdundan başka bir şey bunun ölümünü onlara göstermedi. Bu suretle yere kapanıb yıkıldığı zaman besbelli oldu ki eğer cinler ğaybı bilmiş olsalardı öyle horlayıcı bir azâb içinde kalıb durmazlardı.
Hayrat Neşriyat Artık onun (Süleymân’ın) ölümüne hükmettiğimiz zaman, onlara (Süleymân’ın)ölümünü ancak asâsından yemekte olan dabbetü’l-arz (bir ağaç kurdu) fark ettirdi. Bunun üzerine (Süleymân) yere yıkılınca, (onun ölümünü ancak bu şekilde anlamalarıyla) cinler için açıkça belli oldu ki, eğer gaybı biliyor olsalardı (o öldüğü hâlde), o aşağılayıcı azâb içinde kalmazlardı.
İbni Kesir Onun ölümüne hükmettiğimiz zaman; ölümünü onlara ancak değneğini yiyen canlı farkettirdi. Yere düşünce ortaya çıktı ki; eğer onlar gaybı bilselerdi, horlayıcı azab içinde kalmazlardı.
İskender Evrenosoğlu Onun ölümüne hükmettiğimiz zaman ölümünün ortaya çıkmasına, sadece bastonunu yiyen bir ağaç kurdu delil (sebep) oldu. Ancak yere kapandığı zaman, (ölümü) cinlere belli oldu (cinler, onun öldüğünü o zaman anladılar). Eğer gaybı bilmiş olsalardı, muhîn (alçaltıcı) azabın içinde kalmazlardı.
Kadri Çelik Böylece onun (Süleyman'ın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü onlara (halka), asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başka haber veren olmadı. Artık o, yere yıkılıp düşünce (halk için), cinlerin gaybı bildikleri takdirde böylesine aşağılayıcı bir azap içinde kalıp yaşamayacakları ortaya çıkmış oldu.
Mehmet Ali Eroğlu En sonunda Süleyman'ın ölüm fermanı geldi. Ölümünü asasını kemiren bir ağaç kurdu vardır Bundan başka çevreden haber veren olmadı. Ancak o, yere yıkılıp düşünce ortaya çıkmıştır. Eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, böylesine aşağılanıcı bir azap içinde kalıp yaşamayacaklar.
Mehmet Okuyan (Süleyman’ın) ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü ancak bastonunu kemiren bir ağaç kurdu göstermişti. (Süleyman) yıkılınca, ortaya çıktı ki cinler gaybı (bilinemeyeni) bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı.
Metin Durali Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini (saltanatını) yiyen bir ağaç kurdu (oğlunun idaresizliği ve zaafı) gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler (emrindeki köleler, kavimler) gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı. Detaylı açıklama için: https://kurankissalarininsistematigi.wordpress.com/2013/12/03/8-bolum-hz-suleyman-peygamber-ve-hudhud/
Muhammed Celal Şems Ona ölüm (vermeye) karar verdiğimizde, (o baş kaldıran aşiretlere) ölümünden haber veren, onun (devlet) asasını yiyen bir kurttan başkası değildi. O (hükümet) yıkıldığında cinler (Bknz. 6:100) gaybı bilselerdi, rezil edici bir azap içinde uzun süre kalacakları (gerçeğini) açıkça anlarlardı.

(Hz. Süleyman’a (a.s.) vâris olan oğlu, maddi eğlencelere düşkün birisi ve adeta dünya kurdu idi. Onun için Hz. Süleyman’ın (a.s.) ölümünden sonra, dağlarda yaşayan kavimler isyan ettiler ve böylece devletin nizamı da yıkılıp yok oldu. (Ayrıca bkz. 38:34, Kitab-ı Mukaddes; I Kırallar; Bap12))
Muhammed Esed (Süleyman da ölümü elbet tadacaktı; fakat) Biz o'nun ölümüne hükmettiğimiz zaman, asasını kemiren kurttan başka öldüğünü gösteren bir işaret yoktu. Ve Süleyman devrilince açıkça ortaya çıktı ki, (o'nun emrindeki) görünmeyen varlıklar, kavrayışlarının ötesindeki gerçekliği bilmiş olsalardı o aşağılayıcı (hizmetçilik) azabı içinde (sıkıntıyla) yaşamaya devam etmezlerdi.
Mustafa Çevik Biz Süleyman’ın ölümüne, o asasına dayanmış otururken hükmettik. Ağaç kurdu bastonunu kemirip baston kırılıp da Süleyman yüzüstü devrilinceye kadar, emrinde çalışan o cin gibi, şeytan vasıflı kimseler ölümünü fark edemediler. Şayet ona boyun eğmiş olan bu kimseler, gaybı bilmiş olsalardı onun ölümünden daha önce haberleri olur, çalışmayı bırakıp esaretten kurtulmaya bakarlardı.
Mustafa İslamoğlu (Süleyman'ın görkemli iktidarına rağmen) bir zaman geldi ölüm hakkındaki yasamız ona da hükmetti; bastonunu kemiren ağaç kurdu olmasaydı, öldüğünü onlara bildiren bir delil asla olmayacaktı; nihayet (baston kırılıp) Süleyman devrilince, (bir gerçek) anlaşılmış oldu: eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o küçük düşürücü cezaya katlanmalarına gerek kalmazdı.
Ömer Nasuhi Bilmen Sonra vaktâ ki onun üzerine ölüm ile hükmettik, onun vefat etmiş olduğuna asasından yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası onlara delalet etmiş olmadı. Ol vakit ki yere düşüverdi. Cin tâifesi anlamış oldu ki, eğer gaybı bilmiş olsalar idi o ihânetli azap içinde kalmış olmazlardı.
Ömer Öngüt Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak asasını yiyen kurt onun ölümünü cinlere farkettirdi. Süleyman yıkılıp yere kapanınca cinler anladılar ki, eğer onlar gaybı bilselerdi, öyle zilletli azap içinde kalıp durmazlardı.
Şaban Piriş Süleyman’ın ölümünü takdir ettiğimiz zaman, onun ölümünü ancak değneğini kemiren bir kurt gösterdi. Yere yıkılınca, cinlerin gaybı (görülmeyeni) bilmedikleri ortaya çıktı. Böyle olmasaydı kendilerini alçaltan azap içinde kalmazlardı.
Sadık Türkmen SONUNDA ölümüne hükmettiğimizde, cinlerden onun ölümünü onlara gösteren olmadı; ancak onun değneğini bir yer canlısı kemiriyordu. Nihayet (Süleyman yere) yığılınca, cinler açıkça anladılar. Eğer cinler gaybı/geleceği bilmiş olsalardı, böylesine aşağılayıcı azap içinde yaşamazlardı!
Seyyid Kutub Süleyman'ın canını aldığımızda ancak değneğini kemiren bir kurt onun öldüğünü cinlere fark ettirdi. Onun ölüsü yere düşünce belli oldu ki, eğer cin'ler gaybı bilselerdi, o onur kırıcı angaryaların sıkıntısını çekmeye devam etmezlerdi.
Suat Yıldırım Süleyman’ın ölüm fermanını çıkarmamızdan sonra, cinler ve çevresindekiler onun öldüğünü, ancak dayandığı asasını bir ağaç kurdunun yemesi sonucunda, kendisinin yere yıkılmasından sonra anlayabildiler. O, yere düşünce cinler kesin olarak anladılar ki şayet gaybı bilmiş olsalardı kendilerini zelil ve perişan eden angarya işlerde devam edip gitmezlerdi.
Süleyman Ateş (Süleymân'ın) Ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Kurdun yemesiyle değnek çürüyüp de ona dayalı duran Süleymân) Yıkılınca (onun öldüğü anlaşıldı ve) anlaşıldı ki eğer cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azâb içinde kalmazlardı.
Süleymaniye Vakfı Süleyman’ın ölümünü gerçekleştirdiğimizde, düşmesini engelleyen şeyi (minsee[1*]), kemiren bir kara hayvanı[2*], onun öldüğünü ortaya çıkardı. Süleyman düşünce anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı[3*] bileselerdi o aşağılayıcı azap içinde kalmayı sürdürmezlerdi.

[1*] Bu bir oturaktır. Ahşaptan yapılma olduğu anlaşılan oturak üzerinde bulunan Hz.Süleyman’ın, vefat etmiş olmasına rağmen etrafındaki cinler tarafından uyuyor zannedildiği, kemirilmekten dolayı zayıf düşmüş ahşap aksamın kırılması ve kendisinin düşmesi sonucu ölmüş olduğunun anlaşıldığı bildirilmektedir.

[2*] Yerde hareket eden canlı

[3*] Süleyman’ın öldüğünü. 

Tefhim-ul Kuran Böylece onun (Süleyman'ın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başka haber veren olmadı. Artık o, yere yıkılıp düşünce, açıkça ortaya çıktı ki; şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azab içinde kalıp yaşamazlardı.
Ümit Şimşek Süleyman'ın ölümünü takdir ettiğimizde, asâsını kemiren bir ağaç kurdu bunu onlara fark ettirdi. Süleyman düşünce anlaşıldı ki, cinler gerçekten gaybı bilmiş olsalardı, o aşağılayıcı azap içinde daha fazla kalmazlardı.
Yaşar Nuri Öztürk Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı.