meselin - misâl, mesele, durum

  
Abdulbaki Gölpınarlı Andolsun ki bu Kur'ân'da insanlara bütün örnekleri tekrar tekrar anlattıksa da insanların çoğu kabûl etmedi, ancak küfre kapıldı.
Abdullah Parlıyan Çünkü gerçekten de, biz bu Kur'ân'da her konuyu insanlığın yararı için, değişik açılardan örneklerle açıklamış bulunmaktayız. Hal böyleyken insanların çoğu, inkâr ve nankörlükte ısrar edip dururlar.
Adem Uğur Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Ahmed Hulusi Andolsun, insanlar için şu Kurân'da (Hakikati) her türlü MİSALLERLE açıkladık. İnsanların çoğunluğu (misalleri orijin gibi gerçek olarak {muhkem} kabul ederek) hakikati örttüler.
Ahmet Tekin Andolsun biz bu Kur’ân’da, insanların iyiliği, kurtuluşu için dini hakikatların delillerini, gerekçelerini, insani ve ahlaki değerlerin zaruretini, değişik ifadelerle çok yönlü açıkladık. Yine de insanların çoğu Kur’ân’ı, Kurân’ın hükümlerini inkârda, nankörlükte ısrar ederler.
Ahmet Varol Andolsun, bu Kur'an'da insanlar için her tür örneği çeşitli şekillerde açıkladık. Ama insanların çoğu inkarda ayak diretti.
Ali Bulaç Andolsun, bu Kur'an'da her örnekten insanlar için çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsanların çoğu ise ancak inkarda ayak direttiler.
Ali Fikri Yavuz Yemin olsun ki, biz bu Kur’an’da insanlar için her çeşit mânayı tekrar ettik. Fakat insanların çoğu kabulden yüz çevirdi, ancak küfrü seçti.
Ali Ünal Biz, insanlar için bu Kur’ân’da farklı farklı yönleriyle her türden delil getirdik; misaller verdik, benzetme ve temsillerde bulunduk. Ne var ki, insanların çoğu yine yüz çevirmekte, nankörce inkârlarında ısrar etmektedirler.
Bayraktar Bayraklı Muhakkak ki biz, bu Kur'ân'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan vazgeçmedi.
Bekir Sadak And olsun ki, biz Kuran'da insanlara turlu turlu misal gosterip acikladik. yleyken insanlarin cogu nankor olmakta direndiler.
Celal Yıldırım And olsun ki biz, bu Kur'ân'da (lüzumlu) her misâli tekrar tekrar açıkladık; yine de insanların çoğu inkâr ve nankörlükte ısrar edip dururlar.
Cemal Külünkoğlu Andolsun ki, biz bu Kur'an'da insanlara her türlü misali değişik şekillerde açıkladık. Yine de insanların çoğu ancak inkârda direttiler.
Diyanet İşleri (eski) And olsun ki, biz Kuran'da insanlara türlü türlü misal gösterip açıkladık. Öyleyken insanların çoğu nankör olmakta direndiler.
Diyanet Vakfi Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Edip Yüksel Biz bu Kuran’da her türlü örneği verdik, ne var ki halkın çoğunluğu inkârda direniyor.
Elmalılı Hamdi Yazır Celâlim hakkı için biz bu Kur'anda dillere dasitan olacak her ma'nâda türlü türlü ifadeler yaptık, yine nâsın ekserisi gâvurlukta ısrar ettiler
Erhan Aktaş Ant olsun Biz, bu Kur’an’da insanlara her türlü örneği verdik. Buna rağmen insanların çoğu yine de kafirlikte1 diretti.

1- Nankörlükte.
Gültekin Onan Andolsun, bu Kuran'da her örnekten insanlar için çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsanların çoğu ise ancak küfürde ayak direttiler.
Hakkı Yılmaz Ve andolsun ki Biz bu Kur’ân'da insanlar için her örnekten evirip çevirmişizdir. Yine de insanların çoğu gerçeği örtmekten başkasından kaçındılar/ inkârda ısrarcı oldular.
Harun Yıldırım Muhakkak ki biz, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Hasan Basri Çantay Şânıma andolsun ki biz bu Kur'anda insanlar için her ma'nâdan nice türlüsünü açıklamışızdır. İnsanlardan pek çoğu ise ille gâvurlukda ayak dirediler.
Hayrat Neşriyat Şânım hakkı için, bu Kur’ân’da, insanlara her çeşit misâlden (ve ma'nâdan)muhtelif şekillerde açıkladık. Yine de insanların çoğu, inkârdan başka bir şeyi kabûl etmediler.
İbni Kesir Andolsun ki; Biz, bu Kur'an'da insanlar için her türlü örneği çeşitli şekillerde açıkladık. Yine de insanların çoğu pek nankör oldu.
İskender Evrenosoğlu Ve andolsun ki Biz, bu Kur'ân'da bütün meselelerden (misallerden) açıklama yaptık. Buna rağmen insanların çoğu sadece inkâr ederek direndi.
İstanbul Kuran Araştırmaları Grubu Andolsun bu Kuran’da her örnekten insanlar için türlü türlü açıklamalarda (sarrafna) bulunduk. İnsanların çoğu ise tanımamakta ayak diretmektedirler.
Kadri Çelik Şüphesiz bu Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. İnsanların çoğu ise ancak küfürde ayak direttiler.
Mehmet Ali Eroğlu Andolsun ki, Biz Kur'an'da insanlara açıklamada bulunduk. Ama inkarda ayak direttiler.
Mehmet Okuyan Yemin olsun ki biz bu Kur’an’da insanlara her türlü örneği çeşitli şekillerde anlattık. İnsanların çoğu sadece nankörler olarak yüz çevirdiler.
Muhammed Celal Şems Biz, bu Kur’an’da insanlar için çeşitli yollarla değişik örnekleri beyan ettik. Yine (de) insanların çoğu, ancak nankörlük ederek (her şeyi) inkâr ettiler.
Muhammed Esed Çünkü, gerçekten de Biz bu Kuran'da her konuyu insanlığın (yararı için) değişik açılardan örneklerle açıklamış bulunuyoruz! Hal böyleyken, yine de insanların çoğu inkarcı bir tavırdan başkasını benimsemekten inatla kaçınmaktadır.
Mustafa Çevik 89-93 Biz bu Kur’an’da insanlar için tek doğru olan hayat nizamı ile ahlakı tüm açıklığı, ayrıntıları ve misalleri ile tekrar tekrar anlattık, buna rağmen insanların çoğunun bundan yüz çevirmesi nankörlük ve küstahlıktan başka bir şey değildir. Bu nankör inkârcılar bir de kalkmış sana, “Söylediklerine inanmamız için bize yerden pınarlar fışkırtmalısın, hurma ağaçları ve asmalardan oluşan mucize bir bahçen olmalı, o bahçe içinden ırmaklar akıtmalısın ya da Kıyamet Günü’nden önce olacağını iddia ettiğin gibi, göğü paramparça başımıza indirmelisin ve Allah ile melekleri de karşımıza çıkarmalısın. Ayrıca senin altından bir köşkün de olmalı, göğe yükselmeli, oradan bize bir de kitap getirmelisin, biz de onu okuyup senin dediklerini orada da görmeliyiz. Bu saydıklarımızı görmedikçe senin Peygamber olduğuna asla inanmayız ve davetini de kabul etmeyiz.” diyorlar. Sen de onlara de ki: “Bu söylediklerinizi yapma gücüne sahip olan sadece Rabbimdir, ben ise sizlere O’nun âyetlerini tebliğ etmekle görevlendirilmiş ve gücü sizler gibi sınırlı olan bir insanım.”
Mustafa İslamoğlu Doğrusu Biz bu Kur'an'da, (hakikati) insanlara her tür dolaylı anlatım tarzını kullanarak farklı açılardan açıklamışızdır. Buna rağmen insanların çoğunun yüz çevirmesi, kat be kat nankörlükten başka bir şey değildir.
Ömer Nasuhi Bilmen Zât-ı Akdesim hakkı için ki, bu Kur'an'da nâs için her bir meselden muhtelif vecihler beyan ettik. Halbuki, nâsın ekserisi münkirler olarak kaçındılar.
Ömer Öngüt Andolsun ki biz Kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde açıklamışızdır. Yine de insanların çoğu inkârda direndiler.
Şaban Piriş Bu Kur’an’da insanlar için her türlü örneği açıkladık, fakat, insanların çoğu küfürde direndi.
Sadık Türkmen Ant olsun, insanlar için her çeşit misali bu Kur’an’da iyice anlattık. Ancak, insanların birçoğu inkârda/gerçekleri gizlemekte direttiler.
Seyyid Kutub Biz bu Kur'an'da her türlü örneği verdik, öyleyken onların çoğu kâfirlikte direndi.
Suat Yıldırım Bu Kur’ân’da Biz her türlü mânayı, insanlar için çeşitli tarzlarda tekrar tekrar açıkladık. Ama insanların çoğu inkârcılıkta ısrar ettiler.
Süleyman Ateş Andolsun biz bu Kur'ân'da insanlara her çeşit misali türlü biçimlerde anlattık, ama insanlardan çoğu inkârda direttiler.
Süleymaniye Vakfı Bu Kur’ân’da insanlara her örneği değişik şekillerde vermişizdir. Ama insanların çoğu, nankörlük dışında her şeye direnir[*].

[*] Kur’an’a ve elçiye direnir, her türlü uydurmaya(batıl) ve Allah’a ortak oluşturmalara (şirk) gelince hemen uyarlar. Bakınız  Zümer 39/45.

Tefhim-ul Kuran Andolsun, biz bu Kur'an'da her örnekten insanlar için çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsanların çoğu ise ancak inkârda ayak direttiler.
Ümit Şimşek Biz bu Kur'ân'da insanlara her türlü mânâyı çeşitli misallerle açıkladık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan geri durmuyor.
Yaşar Nuri Öztürk Yemin olsun, biz bu Kur'an'da, insanlar için her örnekten nicelerini sıraladık. Ama insanların çoğu inkârdan başka bir şeyde diretmediler.