mâ hum - onlar değillerdir

  
Abdulbaki Gölpınarlı Yahut onu âciz bırakamayacaklarına göre dönüp dolaşırlarken tutup onları helâk etmeyeceğinden.
Abdullah Parlıyan Yahut O'nu aciz bırakamayacaklarına göre, dönüp dolaşırlarken, tutup onları helak etmeyeceğinden.
Adem Uğur Yahut onlar dönüp dolaşırlarken Allah'ın kendilerini yakalamayacağından emin mi oldular? Onlar (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir.
Ahmed Hulusi Yahut onları dönüp dolaşırlarken aniden yakalamayacağından (emin mi oldular)? Onlar (Allâh'ı) âciz bırakamazlar!
Ahmet Tekin Yahut onlar, servet, kudret ve ticaret sahibi olarak refah içinde ülke ülke dolaşırlarken, Allah’ın kendilerini yakalayamayacağından, cezalandırmayacağından emin mi oldular? Onlar Allah’ı âciz bırakacak, koyduğu kanunların dışına çıkacak, yakayı kurtaracak değildirler.
Ahmet Varol Yahut dönüp dolaşmaları esnasında kendilerini yakalamasından. Ki onlar (Allah'ı) aciz bırakacak değildirler.
Ali Bulaç Ya da onlar, dönüp dolaşmaktalarken, onları yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar (bu konuda Allah'ı) aciz bırakacak değildirler.
Ali Fikri Yavuz Yahud gezip dolaşırlarken (Allah’ın azabı) kendilerini yakalayıvermesinden emin mi oldular? Üstelik onlar, azabı engelleyiciler de değillerdir.
Ali Ünal Yahut, çalımlı çalımlı dolaşırlarken Allah’ın kendilerini kıskıvrak yakalayıvermesinden? –Allah’ın bunları yapmasına asla mani olabilecek değillerdir.
Bayraktar Bayraklı (45-46) Tuzak kuranlar, Allah'ın kendilerini yere geçirmeyeceğinden veya kendilerine bilemeyecekleri bir yerden azabın gelmeyeceğinden veya onlar dönüp dolaşırlarken Allah'ın kendilerini yakalamayacağından emin mi oldular? Onlar Allah'ı âciz bırakacak değillerdir.
Bekir Sadak (46-47) Veya hareket halindelerken (ki Allah'i aciz birakamazlar) ya da yok olmak endisesindeyken onlara azabin gelmesinden guvende midirler? Dogrusu Rabbin sefkatlidir, merhametlidir.
Celal Yıldırım (46-47) Veya dönüp dolaşırlarken, kendilerini (ilâhî azabın) yakalayıvermesinden —ki (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir— veya korku ve endişe üzere eksile eksile bir durumda bulunurlarken, kendilerini tutuvermesinden emniyette midirler ? Şüphesiz ki Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Cemal Külünkoğlu Yahut dönüp dolaşırlarken (azabın) kendilerini yakalamasına karşı (emin mi oldular)? Onlar, Allah'ı âciz bırakacak değillerdir.
Diyanet İşleri (eski) (46-47) Veya hareket halindelerken -ki Allah'ı aciz bırakamazlar- ya da yok olmak endişesindeyken onlara azabın gelmesinden güvende midirler? Doğrusu Rabbin şefkatlidir, merhametlidir.
Diyanet Vakfi (45-46) Kötülük tuzakları kuranlar, Allah'ın, kendilerini yere geçirmeyeceğinden veya kendilerine bilemeyecekleri bir yerden azabın gelmeyeceğinden veya onlar dönüp dolaşırlarken Allah'ın kendilerini yakalamayacağından emin mi oldular? Onlar (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir.
Edip Yüksel Yahut dönüp dururlarken kendilerini yakalamayacağından...? Onlar kurtulamazlar.
Elmalılı Hamdi Yazır veya dönüp dolaşırken kendilerini yakalayıvermesinden, ki onlar âciz bırakacak değillerdir
Erhan Aktaş Veya gezinip dururlarken, onları ansızın yakalamasından. Onlar, bunu engelleyemezler de.
Gültekin Onan Ya da onlar, dönüp dolaşmaktalarken (tekallübihim), onları yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar [bu konuda Tanrı'yı] aciz bırakacak değildirler.
Hakkı Yılmaz (45-47) Peki sinsice kötülükleri plânlayanlar, Allah'ın kendilerini yere batırmayacağından yahut bilemeyecekleri bir yerden azabın gelmeyeceğinden yahut onlar dolaşıp dururlarken Allah'ın, kendilerini yakalayıvermesinden, –üstelik onlar, âciz bırakanlar da değillerdir– yahut da kendilerini azar azar/korku içinde yakalamasından emin mi oldular? İşte, şüphesiz sizin Rabbiniz, kesinlikle çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Harun Yıldırım Yahut onlar dönüp dolaşırlarken Allah'ın kendilerini yakalamayacağından emin mi oldular? Onlar (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir.
Hasan Basri Çantay Yahud onlar dönüb dolaşırlarken (Allahın) kendilerini yakalayıvermesinden (bir eman mı aldılar) ki onlar (hiç bir suretle Allâhı) aaciz bırakıcı değildirler.
Hayrat Neşriyat Veya dönüp dolaşırlarken (azâbın) kendilerini yakalayıvermesinden (mi emin oldular)? Hâlbuki onlar, (Allah’ı) âciz bırakıcı kimseler değillerdir.
İbni Kesir Yahut onlar dönüp dolaşırken kendilerini yakalamasından mı? Allah'ı aciz bırakacak değillerdir.
İskender Evrenosoğlu Veya onlar dönüp dolaşırlarken, Allah'ın onları yakalamasından (yakalamamasından) emin mi oldular? Ve onlar, (Allah'ı) aciz bırakamazlar.
Kadri Çelik Ya da onlar, (normal hayatlarında) dönüp dolaşırlarken onları (azabın) yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar (bu konuda asla Allah'ı) aciz bırakacaklar değillerdir.
Mehmet Ali Eroğlu Aciz bırakacak değillerdir O'nu, dönüp dolaşırken derdest etmeyeceğinden mi eminler?
Mehmet Okuyan Veya onlar dönüp dolaşırlarken (Allah’ın) kendilerini yakalamasından (güvende midirler)? Onlar (Allah’ı) asla aciz bırakıcı değillerdir.
Muhammed Celal Şems (45-46) (Sana karşı) çirkin planlar kuranlar, Allah’ın kendilerini bu memlekette rezil etmesinden, ya (da önceden haber verilen) azabın hiç tahmin etmedikleri yoldan gelip çatmasından yahut (da) yolculukları esnasında, (Allah’ın) onları yakalamasından, emniyette midirler? Onlar, (Allah’ı) asla aciz kılan değildirler.
Muhammed Esed Yahut dönüp dururken hiçbir şekilde engel olamayacakları (bir azapla O'nun) kendilerini (apansız) yakalamayacağına,
Mustafa Çevik 45-47 Ey Peygamber! Sana tuzaklar kurarak, zulüm nizamlarını devam ettirmek isteyenler, Allah’ın kendilerini yerle bir etmeyeceğinden yahut azabın hiç ummadıkları bir zamanda günlük işlerini yapmaktayken onları birdenbire yakalamayacağından nasıl emin olabilirler? Böyle bir cezayı önlemeye kimsenin gücü yetmez. Ayrıca bunlar, Allah adına yapılan davetten yüz çevirmeleri sebebi ile O’nun kendilerini içten içe çürütüp helak olmaya mahkûm ederek, kendi başlarına bırakacağını hiç düşünmezler mi? Şüphesiz Allah kullarına karşı çok şefkatli, merhametli ve bağışlayıcıdır. O yüzden tevbe edip doğru olana ulaşmaları için zaman tanır, onları hemen cezalandırmaz.
Mustafa İslamoğlu Veya (gündelik telaşeyle) dolaşıp dururken, kendilerine asla savuşturamayacakları bir (belanın) yakalamayacağından?
Ömer Nasuhi Bilmen Veya onları dönüp dolaşırlarken yakalayıvermesinden (emin mi oldular?) Halbuki, onlar (Hak Teâlâ'yı) aciz bırakıcılar değildirler.
Ömer Öngüt Yahut onlar dönüp dolaşırlarken kendilerini yakalamayacağından (emin midirler)? Onlar âciz bırakacak değillerdir.
Şaban Piriş Veya Onlar, dolaşıp dururlarken, kaçamayacakları bir azabın kendilerine gelmesinden güvende midirler?
Sadık Türkmen Yahut gezip dolaşırlarken kendilerini yakalamasından? Onlar buna engel olacak değillerdir.
Seyyid Kutub Ya da ilahi azabın gezilerinden biri sırasında kendilerini yakalamayacağından emin midirler? Onların Allah'ın yapacağını engellemeleri sözkonusu değildir.
Suat Yıldırım (45-46) Şer planları hazırlayanlar, emin mi oldular: Allah’ın kendilerini yerin dibine geçirmesinden yahut hiç ummadıkları bir yerden azabın gelmesinden, yahut gezip dolaşırlarken Allah’ın kendilerini kıskıvrak yakalamasından? Çünkü onlar, kaçıp kurtulacak durumda değildirler.
Süleyman Ateş Yahut dönüp dolaşırlarken onun, kendilerini yakalamayacağından (emin midirler)? Kendileri buna engel olacak değillerdir!
Süleymaniye Vakfı Yahut dönüp dolaşırken Allah’ın onları yakalamasına karşı güvenceleri mi var? Onlar, Allah’ı çaresiz bırakamazlar.
Tefhim-ul Kuran Ya da onlar, dönüp dolaşmaktalarken, onları yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar (bu konuda Allah'ı) aciz bırakacak değildirler.
Ümit Şimşek Yahut onlar dolaşıp dururlarken, asla kaçamayacakları bir azabın kendilerini yakalayıvermesinden mi emin oldular?
Yaşar Nuri Öztürk Yahut dönüp dolaşmaları sırasında kendilerini yakalamayacağından... Onlar buna engel de olamazlar.